19 Temmuz 2014 Cumartesi

ELFİDA...

Bencilliğimizi amansızca yüzümüze vuran şarkıdır Elfida... Daha öncesinde Haluk Levent'ten defalarca dinlediğimiz ancak çoğumuzun hikayesini bilmediğimiz.
Boğazın düğüm düğüm, hikayesini okunurken Elfida'nın, "Allah insana evlat acısı tattırmasın" diye büzülen yanın "bak ne çok düşünüyordum, benimkiler dert bile değil" diye arsız şeyler düşünen yanını yakalar. Hayret eder, reflekstir bu belki de, belki de bu derin hüzünden uzaklaşma çabasıdır. Ama ne fayda, beyhudedir.
Kansere yakalanıp hayata gözlerini yuman küçük bir kız çocuğu Beyzanur için yazılmıştır şarkı. Doktorlar zamanında çocuğun ailesine 'gözden çıkarın' demiş. "Elfida" da gözden çıkarmak manasına gelir. mutluluk sebebi şudur ki; bu ailenin ölümden 1 yıl sonra yeni bir çocukları olmuştur, ismini de Elfida koymuşlardır.
Bugün tesadüfen Hozan Beşir isimli bir sanatçıdan ve ilk defa bir başkasından dinledim bu şarkıyı. Anladım ki ben hayatım boyunca hiç bir şarkıyı dinlerken bu kadar hüzünlenmemişim. Elektro bağlamanın sesi, zaten şarkı başlarken hafiften kabuk sıyırtırcasına vurmaya başlıyor. "sisliydi kirpiklerin ve gözlerin yağmurlu" sözleriyle, düşünürsün onu, gözleri önüne gelir, tekrar baksın diye hayal kurarsın; bakar, gözlerini kaçırırsın, çünkü "Elfida beni farketme sakın" diyor. Anlamasın, bilmesin diye düşündüren harika eser.
Haluk Levent'in kanser hastası 16 çocuğun tüm tedavi masraflarını ve bakımlarını üstlendiğini öğrendim. Bir çok sanatçı bozuntusunun reklam malzemesi yaptığı sosyal sorumluluğun, bu adam tarafından basından saklandığını, bu kanser hastası çocuklar arasında bulunan 9 yaşındaki Beyzanur'un vefatıyla yıkıldığını ve bu kayıp nedeniyle kendisini uzun bir süre eve kapattığını ve bu şarkıyı yazdığını öğrendim. Sırf bu tarafından dolayı kişiliğine duyduğum saygının 1000 kat arttığını, "omzumda iz bırakma, yüküm dünyaya yakın" cümlesi ile beni benden aldığını, başka söze hacet olmadığını söyleyerek sadece şarkıyı dinleyelim.