13 Ocak 2016 Çarşamba

Ya Biraz Yavaş Ya

Trenin yaklaşmasıyla heyecan doruktaydı. Tren durdu, kapılar açıldı, ilk durakta trene binen her insan gibi o da hemen boş bir yer kapıp oturma gayesindeydi. Önündeki biraz ağır hareket eden emmiyi, Kevin Garnett'in perdelemesinden sıyrılan Kobe Bryant edasıyla şık bir vücut çalımı atarak geçti. Arkasındaki insanların kendisini sollamasına izin vermemek için dar koridorun tam ortasından yürümeye özen gösteriyordu. Ya ne yürümesi, bildiğin it gibi koşturuyordu ama bu esnada en çok "Ya biraz yavaş yaa" diye söylenen de o oluyordu. Sonunda boş bir koltuk kestirdi gözüne, oturdu. Devasa boyutlardaki laptop çantasını dizinin üstüne koydu, cebinden kulaklığını çıkarıp kulağına taktı, hoş bir müzik eşliğinde pencereden uzakları seyretti. Az önce ortalığın amına koyan El Kaide militanı kendisi değildi, o şu an dünyanın en asil insanlarından biriydi. Yayıldıkça yayıldı, bir gün hiç kalkmayacakmış gibi oturdu.
                       

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder