29 Kasım 2013 Cuma

90'larda Çocuk Olmak

90'larda çocuk olmak demek hafta sonları Tsubasa izleyebilmek için erkenden uyanmak ve tv karşısında beklemek, akşama kadar tükenir diye daha kahvaltı yapmadan Meybuz almak için markete koşmak, gazoz kapağı biriktirmek ve arkadaşlar arasında "benimkiler hep Fruko" diye hava atmak, ABC'nin paketine el daldırıldığında ele gelen harflerle kelime oluşturmaya çalışmak, saklambaç oynarken arkadaşın şapkasını kafaya takıp saklanılan duvar arkasından ebeye görünmek adına kafayı hafifçe çıkartmak ve ebenin sizi başka biri sanmasının ardından "çanak çömlek patladı" diye bağırmak, dokuz aylık oynarken topun beşlikten geçmesi üzerine "off! gitti namus!" demek, voleybol oynarken servisleri topu havaya attıktan sonra manşetle karşı tarafa yollamak, her gün 'en hızlı kim koşacak' yarışması için antrenman yapmak, Mickey Mouse'lu ve Bugs Bunny'li kartpostalların koleksiyonlarını yapmak, leblebi tozunu pipetvari küçük şeylerle içine çekmek ve ardından kuvvetlice öksürmek, patlayan şeker ile kolanın bir arada tüketilmesi ile midenin patlayacağına inanmak, bayramlarda tanıdık evleri dolaşıp el öpmek, English With Me'lerle ingilizce öğrenmeye çalışmak, evrenin savaşçıları konusu açıldığında "düşünce benim! ateş sensin" diye kavga etmek, Süper Baba'nın başlamasına yakın bir vakitte dışarıda bulunuluyor ise "herkes evine. evi olmayan sıçan deliğine!" diye bağıra bağıra eve gitmek, arkadaşlar kapıda bekliyor diye ödevi baştan savma yapmak, son ders de bitince okul kapısı önünde macun satan amcaya koşup ilk macunu alan kişi olmak, Coşkun Sabah'ın anılar şarkısını her duyuşta tv kanalını değiştirmek, "hello yeni aşka hello!" isimli şarkıyı söyleyerek garip dans figürleri sergilemek, 900'lü numaraları arayıp sorulan sorulara telefon faturasını düşünmeden rahatça cevap verip her cevaptan sonra "bu soruya doğru bildiniz!" cevabını duyup "sallıyorum yine tutuyor!" diye düşünmek, "en büyük hediyeyi ben kazanıcam" umuduyla kırtasiyelerdeki saçmasapan niyetler için günlük tüm harçlığını bitirmek, keçe kalemleri ile yeni alınmış boyama kitabını baştan aşağı boyamak, ilk öpücük isimli diziyi her gün okuldan geldikten sonra izlemek, Melrose Place'deki aşkları her gün başka bir boyutta yorumlamak, iş eğitimi dersinde verilen ödevi zorla anneye yaptırmak, güzel mi çirkin mi oyununda en çirkin ya da en güzel olabilmek, tilki tilki saatin kaç oyunu için arkadaş toplamak, ebe tura bir iki üç lafını gün içinde yüzlerce kez tekrarlamak... Belki de büyümeye çalışmaktı aslında 90'larda çocuk olmak...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder