20 Kasım 2013 Çarşamba

Neyi değiştirebilirsin?

Bir öğretmen vardır, girer sınıfa, bütün öğrencilerin zaten elinde olan matematik kitabından 2 soru yazar tahtaya, çözün der, 10 dakika gazetesini okur Sonra tahtaya 2 öğrenci kaldırıp onlara çözdürür soruları, “nöbetçi tahtayı silsin” der, o arada bir 10 dakika daha okur gazetesini, sonra sıkılır, ayağa kalkıp gezer, arka sıradaki erkeklerle maç muhabbeti yapar, tahtaya 2 soru daha yazdırır ve zil çalar, “bu da ödeviniz olsun” der. Bir de aptal öğretmen modeli vardır, evet bu öğretmen insanların gözünde aptaldır, zira okula farklı materyallerle gelir, farklı kaynaklardan sorular çözer ve mecbur olmamasına rağmen daha çok efor sar eder. Geometride koniyi anlatıyorsa üşenmez bir yerlerden koni şeklinde bir cisim bulur veya evde kartonla kendisi hazırlar da öyle gelir sınıfa, sırf öğrencileri daha iyi anlasın diye.Bu öğretmen, sınıfa gazete okuyan öğretmenle aynı maaşı alır, ikisi de kağıt üzerinde işlerini yapmış gözükürler.Fakat kendinizi ve Tanrı’yı kandıramazsınız. Aptal olan öğretmen dünyanın tüm çocuklarına koninin özelliklerini, alan ve cisim hesaplarını, ıvır zıvırını öğretemedi. Tüm çocukları geçtim, kendi sınıfındaki çocukların hepsine bile öğretememiş olabilir bunları, fakat en azından çabaladı. O aptal onu yapmak zorundaydı, çünkü öyle biriydi. Düşünmedi sonuçları neler olur diye. Ben 8 yaşındayken cebimdeki tek demir parayla sokağa çıkmışken gördüğüm yavru kediye nasıl süt aldıysam, sonra da o sütü koyacak bir kap bulamadığımdan bir çukura döküp nasıl kedinin içmesini sağladıysam ve bu sırada sütün yarısını da nasıl ziyan ettiysem, o öğretmen de benimle aynı sebeplerden ötürü yaptı bunu ve benimle aynı duruma düştü. Ne ben dünyanın tüm kedilerini doyurabildim ne de o dünyanın tüm öğrencilerine geometri öğretebildi. Benim doyurmaya çalıştığım kedi 3 saat sonra yine acıkacaktı ve sınıfın arka sıralarında oturan, gömleğinin içine renkli t-shirt giyerek kendisinin farklı biri olduğunu ispatlamaya çalışan sivilceli çocuk da 2 gün sonra unutacaktı öğrendiklerini. Bazı şeyleri yaparsın, çünkü sen osundur, sonuçlarının ne olacağı da çok önemli değildir. Yapman gerekir, zira “en azından” ile başlayan bir özrün olacaktır o gün. "En azından çabaladım" diyebilirsin o gün.Ben “en azından çabaladım” diyebilmek istiyorum. Zira insanların böylesine duvar olmalarının benim mazeretim olmayacağını çok iyi biliyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder